Siirtli Hacı İdris Anlatıyor:
GAVSIMIZIN RAHATSIZLIĞI
[Only Registered Users Can See Links. Click Here To Register...]
Gavs hazretlerin rahatsızlandığını ve tedavi maksadı ile Diyarbakır'a
gittiğini öğrendim.
Bu haberi aldıktan sonra içime bir ateş düştü artık yerimde duramıyordum
ille onu görmem gerekiyordu yada onun yakınlarında olmak istiyordum.
Bu ateşle diyarbakıra vardığımda gavsımızın dr. ahmet beyin evinde kaldığını
öğrendim.
Yanlız eve kimseyi almadıklarını söylemişlerdi.
Korkarak eve vardığımda kapıyı çaldım içerden birisi "kimdir o" dedi.
"ben idris" dedim "siirtli idris"
[Only Registered Users Can See Links. Click Here To Register...]
içerden "senmisin idris" diyen sesi duyunca bildim'ki bu molla şeyhmustur
molla şeyhmusla biz eski arkadaştık.
Tanıdık birinin sesini duymak beni cok rahatlatmıstı
"Oooh artık eve rahatlıkla girebilirim" dedim içimden.
Dedim "şeyhmus aç kapıyı gavsımı ziyarete gelmişim"
Şeyhmus yavaşça kapıyı araladı
"idris içeri girmek, ziyaret etmek yasaktır" dedi.
Ben gülerek "şeyhmus benim oğlum benidemi içeri almayacaksın, banadamı
yasak" dedim
Oda "vallah idris yasaktır herkese hemde sanada" deyince çok sinirlendim,
"Ey vicdansız molla şeyhmus sen bilmiyormusun gavsla benim aramda kimse
yoktur,
sonra sen niye yasak diyorsun,
hele gavsımıza bi sor o kabul etmezse başımla beraber" dedim.
Ama molla şeymus da değişen hiç bir şey olmadı ve
"İdris kusura bakma gavsımız odasında yatıyor yanına gidip onu rahatsız
edemem" dedi.
Bende hem çok mahsun oldum, hemde molla şeyhmusa çok kızdım.
Çaresizlik içinde gidip kapının karşısındaki kaldırıma oturdum,
ellerimide başımın arasına alıp yüzüme kapanan kapıya bakıp beklemeye
başladım...
[Only Registered Users Can See Links. Click Here To Register...]
Ben bu şekilde çaresizce kapıya bakarken epeyce sonra molla şeyhmus kapıyı
açtı bana eliyle "gel gel" yaptı.
Ben zannettim kalbi yumuşadı ve beni içeri alacak, o heyecanla koşarak
yanına vardım.
Dedim "buyur kurban".
Beni omzumdan sıkarak "İdris biraz benim yerimde dur ben gidip geleyim sakın
içeri kimseyi alma" dedi.
bende ona "sen hiç merak etme babam gelse içeri almam" dedim.
içeri girip, kapıyı üç kere (şak şak şak) kilitledim.
Doğruca merdivenlerden bir üst kata çıkarak Gavsın kaldığı odanın kapısına
gittim.
Kapıyı usulca araladım ve İçeriye baktım
Gavsımız üstü örtülü bitkin ve halsiz bir şekilde gözleri kapalı öylece
yatıyordu.
Öyle mahsun oldumki, kapısının önüne oturup ağlamaya başladım.
Biraz sonra kapı çalındı hemen koşarak kapıya indim
kim o diye Seslendim dışardaki "ben şeyhmus" dedi
Bende ona "ne istiyorsun" dedim
Dedi "kapıyı açsana ben geldim".
Bende ona gayet sert bir şekilde "yasaktır" "beni buraya koyan arkadaş sakın
içeri kimseyi alma diye tembih etti" dedim.
Ne kadar bana kızdıysada yalvardıysada onu içeri almayınca söylene söylene
evin önünden ayrılıp gitti.
O gidince bende kilidin üstüne birde sürgü çektim, tekrar yukarı çıktıp
kapının önüne oturdum.
Aradan biraz zaman geçmiştiki.
Birden aşağıdaki dış kapının açıldığını duydum.
merdivenlerden birileri gürültüyle çıkıyordu.
ben nasıl kapıyı açtılar acaba kim bunlar diye düşünürken iki kişi göründü
kapıya doğru gelen bu iki adamlar esmer tenli, sarıklı, cübbeli ve çok
heybetliydiler adeta nutkum tutulmuştu ne işiniz var burada bile diyemeden
Gavsın odasına giriverdiler,
bende telaşla arkalarından içeri girdim
Gavs onları bekliyormuş gibi yorganı üstünden ayaklarına doğru iterek biraz
doğruldu
bende telaşla gavsımın sırtına bir yastık koyarak doğrulmasına yardımcı
oldum.
O iki heybetli adam gavsımın ayak tarafında büyük bir edeple adapta
durdular.
Gavsımız onlara benim o zamana kadar hiç duymadığım bir dilde birşeyler
söyledi. ( hacı idris arapça, kürtçe,türkçe ve birazda farsça biliyordu.)
Benim anlamadığım dilden bir şeyler konuştular.
Tavırlardan anladığım kadarıyla onlar birşeyler soruyordu gavsımızda cevap
veriyordu
Sonra o iki kişi geldikleri hızla çıkıp gittiler.
Giderken bana da bir bakış fırlattılar ve yine bana bir selam bile vermeden
geldikleri gibi sert adımlarla çekip gittiler.
Ben hala o kilitli ve sürgülü kapıyı nasıl açtılar diye düşünürken
doktor ahmet bey eve geldi.
Ona olup bitenleri heyecanla anlattım sen bunların kim olduğunu gavsa sor
dedim
Oda bana ben soramam madem sen şahit oldun gel sen sor dedi
Doktor ahmet bey benim elime bir peçete verdi ortasınada ilaçları koydu,
kendide bir bardak su alıp hadi gel beraber içeri girelim dedi
[Only Registered Users Can See Links. Click Here To Register...]
Beraberce içeri girdik ben yine sorayımmı sormayımmı diye düşünürken
Ahmet bey; "kurban o gelenler kimdi acaba" ?
"İdris çok merak ediyor" Dedi.
Gavsımız; onlar abdal idi.
Hindistan tarafından geldiler.
Bir mesele hakkında soru sordular
Ben dayanamadım "kurban ne sordular" dedim.
Gavsımız tebessüm etti.
"O bizde kalsın" buyurduktan sonra
"Şahı haznenin himmeti büyüktür" dedi.