DOKTOR AHMET ABI ANLATIYOR
Seyyid Abdulbaki Hz.[k.s] halifeyken, bir gün bu sohbeti bana yapti;
Mevlana Halid [k.s] hacca giderken, Medine-i Münevvere de birisi önüne geçti dedi, “Ya Halid burada kimsenin haccina [isine] karisma.Sen haccina bak”dedi kayboldu.
Mevlana Halid [k.s] Mekke ye gidince, Mekke de Kabe de Delail-ü Hayrat okurken bakti ki birisi arkasini çevirmis Kabe ye, zoruna gitti.Tabii ilim ehlidir.
Dedi bu cahil niye böyle yapiyor.Insanlar buraya geliyor Kabe ye, ona yalvariyor günahlarin affi için.
Buda seriata aykiri, edebe aykiri hareket yapiyor,sirtini çevirmis.
Dayanamadi, gitti ona;
- “Ya dervis, Kabe ye niye arkani çeviriyorsun, niye böyle yapiyorsun”
- Dedi, senin insan, önünü Kabe ye vermis ama sirtini Allah a vermis, benim gibi insan da, sirtini Kabe ye vermis, önünü Allah’a vermistir.
Önemli olan kalptir, benim kalbim Allah a baglidir.
Mevlana Halid (k.s) bakti ki çok büyük zat tir, dedi burada sen bana tövbe tarikat verirmisin?
Yok dedi. Senin nasibin Sah Abdullah Dehlevi (k.s) dedir. Ondan sonra ayrildi….
Mevlana Halid in (k.s) kalbine bir ates düstü, yanmaya basladi. Irak a geldi.Süleymaniye de çok talebeleri vardi.
Seyyid Abdullah bizim silsilede geçiyor, O nun ismi Seyyid olarak geçiyor seyh olarak geçmiyor.Silsilede öyle geçiyor.
Seyyid Abdullah (k.s) çok zengindi, çok alimdi,… dedi ki beraber gidelim dehleviye. Sonra düsündüler, Mevlana Halid dedi; sen burada kal, buradaki fakirler, mollalarin isine bak is aksamasin, ben dehleviye gideyim.Ne getirirsem ortagiz.
Gitti, yedi sene orda kaldi yedi sene orda sekavcilik yapti.Sah Abdullah Dehlevi dediki; sen burada hiçbir sey konusmayacaksin, sekavcilik yapacaksin.
Mevlana Halid, bir fetva üzerine iki kisi tartisirken onlara rastladi. Tenekeleri indirdi, dediki; falan kitapta onun fetvasi budur. Baktilar çok büyük alim…
Gittiler Sah Abdullah Dehlevi ye, dediler; bu sekavci çok alimdir, suyun altina niye vermissin, gelsin bize ders versin.
Dedi o bir sey bilmiyor. Çagirdi onu yanina, dedi, ben sana demedim mi ilmini kimseye söyleme sen kaybettin, sekavcilikta senin elinden çikti.
Gideceksin tuvaletleri temizleyeceksin.
Yedi senede tuvaletleri temizledi, hizmet etti.
On dört sene sonra Mevlana Halid (k.s) halifelik aldi, geldi Süleymaniye ye.
Seyyid Abdullah’a dedi,
-ben halifelik aldim.Buna karsilik sana da halifelik verecegim.
Seyyid Abdullah dedi
-Ben istemiyorum,
-Dedi ne istiyorsun, Seyyid Abdullah dedi ki ;
-Silsileye benim ismimi yazdiracaksin.Bana kiyamete kadar Fatiha okusunlar.
Onun için seyh diye geçmiyor.
Abdulbaki Hz. leri (k.s) dedi ki ;
“Hizmet hepsi etti. O tekkeye hizmet etti, Mevlana Halid gitti orda hizmet etti. O da karsiligini aldi”. Dedi ;
“Bu Sadatlarin yaninda Allah’in yaninda hiçbir sey kaybolmaz.hizmet hizmettir”
Bir gün bir sofi Seyyid Abdulbaki Hz. lerine (k.s) dediki;
Kurban biz ilerleyemiyoruz, ne kadar zikir yapiyoruz vücudumuz uyanmiyor, gafletteyiz nasil yapacagiz ?
Seyyid Abdulbaki Hz. leri (k.s), bastonu koydu elini üzerine koydu, sofi dedi;
- Bir insan nazar i haram yaparsa, ne kadar yaparsa ona fayda vermiyor.
- Dedi, bir insan, yirmi dört saat dünyayla mesgul olursa, alisveris, insanlarla oturup kalkarsa, o insanin kalbi ne kadar zikir yaparsa fayda vermez.
- Bir insanin ailevi huzuru yoksa bu insanda ne kadar zikir yaparsa kalbine fayda vermez.
- Bir insan günah islerse bu insan ne kadar zikir yaparsa yapsin fayda yoktur. Insan bu dört seyi yaparsa, ne kadar zikir yaparsa yapsin fayda vermez. Terk ederse fayda verir