Görev yaptığım yerde,sofi olarak iki kişiydik.aynı yerde sosyalist olduğunu iddia eden bir arkadaş vardı.bazen tasavvuftan konuşurduk,o kabul etmezdi..bize kızardı amayüzümüze karşı bişey demezdi (herkesin fikrine saygımız vardır sloganı yüzünden)bize epey sıkıntı verirdi..diğer sofi,"ya ben bunu öldürsem,günah olurmu diye de sormuştu.bende..sen dua ette sofi olsun..ondan kurtulalım diye konuşmuştuk.Sonra hepimiz ayrı yerlere dağılıp,orda görevlerimize devam ettik.aradan seneler geçti,birgün mesaiden sonra hatme için çay ocağına gittim.odaya girmek için kapıyı açayım derken,kapı açıldı ve abdest almak için dışarı biri çıktı..gerçekten şok olmuştum,çünkü içerden çıkan bizim sosyalist takılan arkadaştı..nasıl sevindiğimi anlatmam mümkün değil.."eh..dedim..şimdi seni yaktım..elime düştün"..döndü içtenlikle gülerek..beni sen yakamazsın..benim sultanım var demesinmi..muhabbetten onu ısırabilirdim..görev yerlerimiz aynı olduğu için artık hergün beraberdik.nasıl olduda bu kapıyı buldun diye sordum..oda şöyle anlatmıştı"berat gecesinde sabaha kadar 100 rekat namaz kıldım..sonra dua ettiğinde kabul oluyor demişlerdi..bende namazdan sonra dua edip..Ya rabbi eğer bu dünyada senin dostların varsa ne olur beni onlarla karşılaştır,benide onların arasına al..dedim.işte şimdi burdayım..gerisini boşver dedi..daha sonraki günlerde konuşurken diyorduki.."ya abi..ben çok günahkarım..sadatın sofilerine çok sıkıntı verdim..benim tek kurtuluşum ancak şehit olmak..dua ette şehit olayım.."bende ona.."kolaymı be şehit olmak..ALLAH herkese nasip edermi..keşke olabilsek..demiştim...Sonra herkesin bildiği 17 ağustos depremi oldu..ve oda enkazdan şehit olarak çıkarılan kardeşlerimizin arasındaydı..ALLAH isteğini kabul etmişti..müsaitseniz onun için ve diğer şehit kardeşlerimiz için bir fatiha okuyabilirmisiniz..