Muhammed Râşid –kaddesallâhu sırrâhil aliyye- Hazretleri zamânı idi. Köy’deydim. Bir gün, akşam namazı için çeşmelere abdest almaya gitmiştim. Tuvaletin içindeki bir kişi dikkatimi çekti. Kapının üstündeki boşluktan dışarıyı gözetliyordu. Kapının altındaki boşluktan ayakları görünüyordu. İçime; “O adam hırsızdır” diye bir his geldi. Birlikte Köy’de kaldığımız arkadaşlara vazîyeti anlatınca, içlerinden biri;
-Dün de Giresunlu Öğretmen’in parası çalındı; burada kalan bir hemşehrisinden yol parasını borç aldı da, memleketine öyle gitti. O adam kesinlikle hırsız.
deyince; düşüncem iyice pekişti. Bir arkadaş; kolundaki Seiko5 kol saatini de çeşmelerin oraya Yem olarak koydu. Hepimiz etrâfa yayıldık; tâkibe başladık. Bu arada ezan okunmuş; namaza da durulmuştu. Bir ara adamı; çeşmelerin orada gördüm. Ben, arkadaşın koyduğu saate baktım; saat yerinde yoktu. Saati, adamın kolunda gördüm. Hemen yanına vardım;
-Hırsız, saati çaldın!..
dedim.
Diğer arkadaşlar da hemen adamın etrâfına toplandılar. Adam, saatin kendisinin olduğuna dâir yeminler ediyordu. Başkaları da oraya toplanmışlardı. O arada Abdulbâkî –kaddesallâhu sırrâhil aliyye- Hazretleri geldi. Ne olduğunu sordu. Ben, hâdiseyi kısaca anlattıktan sonra; arkadaşın saatini de adamın çaldığını söyledim. O esnâda, saatini çeşmelerin oraya koyan arkadaş geldi;
-Ben oradan saatimi aldım.
dedi.
Bunu duyunca Abdulbâkî Hazretleri öyle kızdı ki; beni dövecek zannettim.
Çok kötü olmuştuk. Hele ben, eşekten düşmüşe dönmüştüm. O zaman Çay Ocağı, şimdiki PTT'nin yeri. Çay Ocağı'na gittim; ocak kısmına girdim. Orada rahmetli Bahçıvan Nûri Amca ve daha başkaları da bize çok kızdılar. Ben, hâdiseyi îzah etmeye çalışıyorken; Köy’den biri, bize şunları söyledi;
-O kadar eminim ki; öğretmenin parasını o adam çaldı. Ama, şeriat zâhire göredir. Bir odada bir kabın içinde üzerinden hiç alınmamış yoğurt olsa. Sen, kapıyı örtüp gitsen. Bir müddet sonra geri gelsen. Görsen ki; kapı aralık. Kapıdan da, ağzının kenarında yoğurt bulaşığı olan bir köpek dışarı çıksa. İçeri girsen ki; yoğurt, kenarından yenilmiş. Sen bizzat yerken görmediğin için; “Bu yoğurdu bu köpek yedi diyemezsin.”
(Alıntı..)